15 Şubat 2014 Cumartesi

Gecikmiş bir Othello yazısı...







Aslında bu oyunu, yorumları çok daha önceden yazmam gerekiyordu, ama bir sonraki postlarda da bahsedeceğim nedenlerden dolayı uzun zamandır yazamadım. Herkezden çok özür diliyorum...
Gerçi bu tiyatro oyunu için yorumlarımı geç yazacak olsamda, bu sezon boyunca tiyatrolarda oynayacağı, hatta muhtemelen daha sonraları da, gerek develt gerek özel tiyatrolarda yine devam edeceği için, postum pek te geç sayılmaz... (yok valla kendimi savunmuyorum, haklı da çıkarmaya çalışöıyorum, suçumu da örtbas etmeye çalışmıyorum, tamam biliyorum, hiç yapmamam gerektiği halde blogu çok ihmal ettim. Diyorsunuz ki, “sen böyle yaparsan daha çok kendin çalıp, kendin söylemeye devam edersin” evet haklısınız, ama işte insan zaman zaman bu klavyenin başına oturamıyor...)
Gelelim Othello'ya....

Othello aynı zamanda bu oyundaki baş erkek kahramanın adıdır. Bu oyun beş perdelik(orjinalinde) ve William Shakespeare'in trajedilerinden biri olup, yaptığım araştırmalara göre, Cinthio tarafından yazılan "Moor of Venice" adlı kısa hikâyesine dayanarak yazıldığı düşünülmekte. Oyun Osmanlıların Kıbrıs'ı almak istedikleri dönemde geçiyor.
Othello, yani baş kahramanımız Venedikte yaşamakta ve Venediğin ileri gelen soylularından birinin kızı olan Desdemona'ya aşıktır. Desdemona da Othelloyu sevmektedir. Ve bu iki aşık evlenirler. Oyun aslında, Othello'nun duyduğu aşk, sonrasında ıiftira ve sonuçta kıskançlık ve hırs üzerine kurulu.
 
 



Karısını çok seven Othello, sancak çavuşu olan Iago'nun iftiraları ve entrikaları yüzünden kıskançlık krizlerine ve karısı hakkında yanlış düşüncelere kapılır. Bu kıskançlık, hissettiği hırs ve duygular öylesine güçlüdür ki, önce karısını boğar. Sonrasında da gerçekler ortaya çıkar ve intihar eder.
Oyunun konusu böyle...

Oyun orjinalinde de beş perde olduğu için, burda da epey uzun sürüyor. Hani tiyatroya gittiğinizde yorgunsanız, şimdiden söylüyorum, arada gözleriniz kapanabilir...!!! evet şahsen benim arada kapandı sanki, yok uyumadım, ama artık sonlara doğru kayabiliyorsunuz:))
ama tabiki oyuncular çok başarılı. Yalnız ilk etapta verilen yani oyunun gereği çıkan dumanlardan dolayı, biraz dumanlı ve sisli başlıyorsunuz :) yani benim gibi önlerden izleyecekseniz, biraz puslu başlayabilirsiniz.
Dekor ve kostümler Shakespeare'in diğer oyunlarında olduğu gibi bunda da iyiydi. Herşekilde keyifle izletti kendini, dumanlı da olsa:)
sonuç itibariyle evet bu oyuna da gidin derim, zaten bu sezon hiçbir oyunu kaçırmayın derim:)


Not: Resimler DT'nin internet sitesindeki broşürden alınmıştır...