4 Mart 2014 Salı

Yeni Başlangıçlar, Yeni Umutlar, Yeni İnsanlar ve Hayata Tutunma Çabaları....

Herkese merhaba...

Biliyorum, yazılara çok uzun ara veriyorum, yorumlamam gereken bir sürü kitap var bitirdiğim, yorumlamıyorum, bu kadar uzun aralar vermek, post yayınlamamak hiç iyi değil farkındayım:( yani diyorsunuz ki takip edilesi blog olmaktan çıkma yolundayım:(
Özür diliyorum...

İçimden dolu dolu bir sürü şey yazmak geliyor ama o kadar yoğun bir temponun içine girdim ki, post yazmak için bilgisayara bakasım, bilgisayar kullanasım gelmiyor. başka türlü de bilgisayar kullanmadan nasıl yazabileceğimi bilmiyorum. Aslında belki pad türü işi keyifli hale getirecek birşeyler çözer(mi) durumu??? usta blogger arkadaşlar nasıl yapıyorlar, blogger kullanırken pad pratik ve kolay oluyor mu?? bu konuda tavsiyesi olan var mı??
Şimdi bana niye bilgisayardan bu kadar nefret ettin diyebilirsiniz... Açıklayayım.. Tabi haftalardır yazmayıp, hayatımdaki hiçbir şeyden bahsetmeyince, sıkıntılarıma da böyle konunun sonundan girince, havada kalıyor değil mi?

Başa dönelim...
Efendim ben iş değiştirdim sonunda, hani zaten bahsediyordum ya, işyerim değişiyor yani işimi değiştiriyorum diye. Hani güya araba falan kullanabilecektim, bunun için uzuuun uzun direksiyon dersleri falan alıyordum.. Yok canım, kullanamadım! Olmadı!! Bende o kabiliyet yok!! El-ayak-göz koordinasyonu olayı sıfır bende. Birde çok sevgili(!) direksiyon hocam 4 gün boyunca bana 1000km yol yaptırıp durma-kalkma vs yaptırmayınca doğru düzgün, bende durma - kalkma vs oturmadı ve ben şehir içinde kullanamadım:( yani zaten 4 günlük direksiyon maceralarımı, yaptığım 1000km lik yolları anlatsam bir küçük öykü kitabı olur heralde!!! Bilahare bahsederim:) Neyse konumuza dönelim, sonuçta, ben araba kullanamıyorum, ve bütün sarılar, kırmızılar ve maviler benim şeklinde, otobüslerde gidip geliyorum!!! Sabah 6.30 otobüsü ile çıkıp akşamda işten 18.30da resmen fırlayıp (mümkünatı varsa tabi) yollara dökülüyorum!! Malum akşam trafiği, yollar uzun, onun çilesi.... Akşam spora resmen yoldan canım çıkmış bir şekilde gidiyorum. Spordan eve dönüşüm de 22.30 oluyor!!! Sabah 6.30da tekrar yollara düşüş....!!! Bu döngü bu şekilde yaklaşık 3,5 haftadır devam ediyorr..  SONUÇ: Bende post yazacak hal, daha doğrusu bilgisayar görecek psikoloji kalmıyorrr...!! tabi bilgisayarla yine ne alaka diyebilirsiniz, şöyle ki, sabah 8.00 - akşam 18.30 arası aralıksız bilgisayar başında çalışıyorum. sadece öğlen 12-13arası öğle tatiline çıkıyorum, onda da bildiğiniz fırlıyorum dışarı, ofisten kurtulmak için!!! :(
Bana, eee, haftasonları çuvala mı girdi demeyin ne olur... işte bütün hafta içi bilgisayara yapışık olunca, o monitorü göresim gelmiyorrr:(((
O yüzden bu sorunu, kocaman bir monitorle karşı karşıya kalmadan bir şekilde çözmem gerekiyor... YARDIM VE ÖNERİLERİNİZ??? LÜTFEEEENN??
Pad ile yazmak kolay mıdır?? Klavyesi için nasıl bir şey kullanıyorsunuz?? Var mı bir bilen??

Genel durumuma bakıldığında yazmaya, içimi dökmeye, PAYLAŞMAYA, YARDIM ALMAYA öylesine ihtiyacım var ki.... Deli gibi özledim yazmayı:( Nefes almaya ihtiyacım var ve aslında yazman bana azda olsa nefes aldırabilen birşeydi. 

Okumak, spor yapmak, yeni insanlarla bir arada olmaksa diğer şeyler...

Okuduklarımı yorumlamak, bunları sizlerle paylaşmaksa ayrı bir şey yine...

Tiyatro, filmler, yeni müzikler... ve yine bunları yorumlamak...

Evet ben blogumu çok özledim. Kabul, zaten ne kadarcık oldu yazmaya başladığım, ama kısa zamanda, insanlarla tanışmak, tanıştığım çok ama çok güzel insanlar sayesinde azda olsa takipçi kazanmak çok ama çok mutluluk vericiydi. Paylaşmak, yazmak...

Tanıştığım bu güzel insanları da uzuuun uzun anlatmak istiyorum, onlarla paylaştıklarımı da...

Yok, yeniden sık sık yazacağım, ve bugün ilk olsun... 
Ama önerilerinizi bekliyorum şu pad olayında, olur mu??
Not: olmazsa da canınız sağolsun...


1 yorum:

  1. Benim tatlı arkadaşım,
    Hepimiz hayatımızda bazı dönemler yoğunlukta tavan yaparız. Çok bilirim öyle dönemleri. Kolay gelsin diyorum ve küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Her şeyin bir sonu var. İş hayatının, aşkların, yaşamın, aklınına gelen her şeyin. Ben nasıl olsa bitecek diye kötü olayları çok takmamaya çalışıyorum, iyi olayları ise nasıl olsa bitebilir diye yudum yudum tadını çıkartıyorum. Yani yaşıyorum dibine kadar.
    Araba işine gelince; senin gibi birinin süremediğine inanamıyorum. Kesinlikle ders verenin hatası olmalı. Bu konuyu bir daha ele alıp çözüm düşünelim.
    Pad olayına gelince; ben pad ile gezenlerdenim, günşüğümü bile orada tutuyorum. Ancak bloguma vakit ayırmaya başlamadım daha. Öğrenince mutlaka bana bildirir misin?
    Çenem düştü. Güzel yanaklarından öpüyorum.

    YanıtlaSil