18 Ocak 2014 Cumartesi

Okudum... "Ve Dağlar Yankılandı"

Merhabalar...

Öncelikle ilk yazımı okuyan herkeze, yorumlayan ve takibe alanlara, çok çok teşekkür ederim. İyi dilekleriniz için sağolun...
Malum blog dünyasında çok çok yeniyim. Dolayısıyla blog düzenimi geliştirmeyi, ne, nereye, nasıl eklenir, nasıl düzenlenir daha yeni öğreniyorum, zamanla daha renkli, daha değişik ve güzel şeyler yapacağım umarım. Takip ettiğim, okuduğum bloglar bu işlerin ustası olmuş durumdalar, ve çok haklısınız onları okumak, takip etmek çok daha keyifli. Ama bende öğrendikçe farklı şeyler eklemekten, onları beni bir kez bile okuyacak insanlarla paylaşmaktan keyif alacağım...

Hani herşeyi yazacağım demiştim ya, ilk kitap yorumuyla karşınızdayım:) Khaled Hosseini'nin "Ve Dağlar Yankılandı" adlı Türkçeye çevrilen üçüncü kitabı.
Başlamadan önce, yazımın spoiler içerebileceğini hatırlatmak isterim, eğer okumak istiyor ve evet spoiler sizleri kitap yönünde olumsuz olarak etkiliyorsa bundan sonrasını okumayın. Şahsen benim için pek farketmeyebiliyor. Hatta okumak istediğim kitapların internetteki yorumlarını, - spoilerde dahil- okumaktan büyük keyif alıyorum. Kitabın içindeki olayların ayrıntıları ve bazen de geçen sözler öyle derin güzel oluyor ki, kitap hakkındaki öğrendiğim hiçbirşey tadımı kaçırmıyor.

Kitabıımız roman kahramanlarımız olan Peri ve Abdullah'ın babalarının anlattığı bir afgan hikayesi ile başlıyor. Daha doğrusu afgan hikayesimi tam olarak emin değilim, internette biraz araştırdım ama tam olarak kaynağına ulaşamadım. Babaları Abdullah ve Peri'ye masal olarak anlatıyor. Hikayenin içindeki olaylar ve çıkarılacak sonuç aslında sonradan kahramanlarımızın başına geleceklerle doğrudan ilişkili aslında.

Peri ve Abdullah... Baş kahramanlarımız. Babaları ile çölde başlayan yolculukları, hayat yollarının ayrılması ile son buluyor. İkisi de çok farklı hayatlar yaşıyorlar, ve bu hayat yolculuklarında karşılarına farklı insanlar çıkıyor.
Bu insanların herbiri romanın ayrı bir kahramanı aslında, herbirinin ayrı bir hikayesi var, bu hikayeler de yer yer aynı yerlerde kesişiyor. Perinin hikayesi babası tarafından varlıklı bir aileye, 2 yaşında evlatlık verilmesi ile çok farklı bir yön alıyor. Önce Afganistanda kısa bir çocukluk dönemi, daha sonra Paris şeklinde devam edip, yer yer farklı yerlerde devam ediyor. İyi imkanlar, okul hayatı, iyi bir evlilik, çocukları... Aslına bakarsanız iyi sayılabilecek - hani biz Türklerin deyişiyle hayırlı diye niteleyebileceğimiz- bir hayat yaşıyor. Hatta başarılı bir matematik profesörü oluyor. Ama ne olursa olsun içinde biryerlerki eksikliği, hayat puzzle'ı içindeki eksik parçaları hep hissediyor, ta ki çok uzun yıllar sonra, gerçekleri öğrenene kadar...
Abdullah ise Afganistan kalıyor, ve orda o yıllarda doğup, büyüyen ve yaşayan her türlü zorluğu, -savaş yılları, yokluklar, karmaşalar- herşeyi yaşıyor.
İki kardeşin hayatlarına giren, romandaki diğer kişilerin hayatları ise apayrı dünyalar ve bu dünyalar romanda ayrı hikayeler haline gelmiş aslında. Ama tüm bu hikayeler merak uyandırıcı, keyifli ve sürükleyici anlatılmış. Okurken hiç sıkmıyor.
Bu kitabı ve yazarın diğer iki kitabını da okuyanların bir kısmı, bu kitaba diğerlerine göre biraz daha eksi puan vermişler, ama bence bu da en az diğerleri kadar akıcı, etkileyici ve güzeldi. Dönemin olaylarını ve sıkıntılarını yansıtmıştı. Okumak isteyenlere, yazarın bu kitabını da tavsiye ederim.

Şu anda elimde olan, okuduğum kitap ise "Kızılderili ve Çingene". Susan McBride'ın "Eksik Parça" yayınlarından çıkan kitabı. Yazarın diğer kitaplarını okumamıştım ama bu kitabın ilk sayfalardan itibaren alıp götürdüğünü ve çok  sürüklediğini söyleyebilirim. Çok akıcı ve keyifli bir hikaye. Bitirince bu kitabın yorumlarını da yazacağım.

Vee.. bu akşam devlet tiyatrolarının bu sezon oyunlarından biri olan Machbeth'e gidiyorum:) eminim ki çok keyifli ve güzel bir oyun olacak. Hem hikayesi, hem de Shakespeare faktörü, yeter de artar bile:) Dönünce bu oyun için yorumlarımı da ekleyeceğim...

şimdilik bu kadar, sürçü lisan ettiysem affola, dedim ya, daha yeniyim bu sanal ortamda...
Yine de okuduğunuz çok teşekkür ederim... görüşmek üzere:))




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder